İMRALI TUTANAKLARI 6


    
Sırrı Süreyya, Öcalan’a soruyor: “Sizin konumunuz ne olacak?”
Öcalan şu yanıtı veriyor: “Ne ev hapsi ne de af… Bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa elli bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız herkes bilmeli ki: ne eskisi gibi yaşayacağız ne de eskisi savaşacağız. Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz.”         
Bölücü başının yanıtında özgür kalacağının kararlılığı var. Ev hapsi ve affında dışında bir özgürlük ne olabilir? Bir tek şey olur. Bölücülerin yıllardan beri savaşını verdikleri Kürdistan olur. Kendi devletini kurunca ev hapsine de affa da gerek kalmaz. İmralı’dan çıkar tıpış tıpış BOP’la oluşacak 2.İsrail’in başına geçer. Demek ki bu konuda RTE ile APO arasında sağlam bir anlaşma var. Hem de ABD’nin güvencesinde…
“Hepimiz özgür olacağız.” sözüyle de bütün Kürtler kastedilmekte. AKP-PKK anlaşmasının ayrışmaya gitmekte olduğunu iki taraf da bilmekte. Çünkü her şey BOP gereğince bölünme planına uygun.
“Eskisi gibi yaşamamak ve savaşmamak” la ne anlatmak istiyor bölücü başı. Bu sözlerle tabana “Güçlüyüz!” iletisi verilmek isteniyor öncelikle. “ABD’ye de AKP’ye de teslim olmadık.” demek istiyor teslimiyetini gizlemek için. Kürtlerin aldatıldıklarını fark etmemeleri için kendince cesaret örtüleri örtüyor kirli anlaşmaların üstüne. Ancak şunu bilmiyor ki ne örtersen ört, ihanetin boyutu çok büyük ve hiçbir örtü kapatamaz bu kirliliği.
“Devletin de Apo’nun da vazgeçemeyeceği” nedir? Aralarında nasıl bir bağıt var ki ikisinin de vazgeçmesi olanaksız. Sözler ABD nezaretinde verilmiştir. Görevler de aynı merkezden iki tarafa tebliğ edilmiştir. Bölücü başı RTE’ye, RTE de ABD’ye teslim olmuştur. Bu teslimiyetten dönüş yok! İşte, “vazgeçememe” kararlılığı budur.
İmralı tutanaklarının basına sehven sızdığına inanmıyorum. Tutanakların bilinçli olarak sızdırıldığı kanısındayım. Hatta bu sızdırmadan iktidarın haberinin olmadığı da söylenemez. Neden mi? Tutanaklar sızdırılarak kamuoyu ve PKK tabanı ihanet sürecine inandırılmaya çalışıldı. 21 Mart’ın alt yapısı hazırlandı bu yolla.
Habur ve Oslo açılımlarından sonra başlayan İmralı süreci, rezaletin son perdesi. Tutanakların yayımlanması, AKP-PKK’nın amacına ulaşmasını zorlaştıracak. Burada yapılan toplum mühendisliği terse dönecek. Halk, üç perdelik ihanet oyununun son bölümünde gözünü açmaya başladı. Güneşin aydınlığı puslu havayı dağıtacak, oyun sona erecek.

                                               Adil HACIÖMEROĞLU
                                               15 Mart 2013
            Not: Yazılarımın tümünü, http://adiladalet.blogspot.com dan okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder