Pazar
günü… Evde uzun süredir sorun çıkaran onarım işleri var. Bense onarım işlerinde
oldukça beceriksizim. Beceriksizliğimden olacak, bu tür işleri hep ertelerim.
Anlaşılan bugün kaçış yok! Hanım sıkıştırıyor. El mahkûm, aldım çekici,
tornavidayı elime… Uzaktan bakanlar beni usta sanacak…
Önce
elektrik süpürgesiyle başladım işe. Uzun bir uğraştan sonra süpürgede kullanım
hatası(!) olduğunu belirledim. Ama yine de süpürge iş gördü. Şimdilik...
Bu
arada süpürge çalışmaya başlayınca evin temizlenip toplanmasında az da olsa
eşimle yardımlaştık. Atacan’ın kırdığı bir vazonun temizlenmesi özellikle benim
görevim oldu. Çünkü çocuğu ben şımarttığımdan(!) bu vukuatı işlediği kanısı
egemen olduğu için, vazo parçalarını elle yerden toplamak, ardından da süpürge
ile parçacıkları süpürmek benim işim doğal olarak...
Evin
temizlik işi bitince bir kapının onarımı işine giriştim. Ustalıktaki
beceriksizliğim çok belirgin. Ben, işe girişince Atacan da elinde çekiç, pense,
tornavidayla yardımıma koştu. Ben, çekiçle kapıya tıklayınca o da tıklatıyor
çekicini. Ben, tornavidayla vidaya yüklenince o da bir yerlerden vida sökmeye
çalışıyor. Benim yetersiz olduğumu sandığı yerde, tornavidamın yanında onun
tornavidası bitiyor anında.
Ben
zorlanınca bir vidayı sökmede, Atacan: “Bırak Adil, ben sökeyim onu.” diyor boyuna
posuna bakmadan. Vah Adil, vah düştüğün duruma bak! Bacak kadar çocuk, senin
beceriksizliğini anlamış durumda. Bir de bunu yüzüne karşı vuruyor.
Neyse
Atacan’la onarım işini dostça sürdürüyoruz. Ama bir yere kadar… İş bir yere
geliyor, gerçekten zorlanıyorum. O yetişiyor uzman edalarında. “Ben yapayım.” diyor.
Ben de: “Her yere maydanoz olma!” diyorum, hafif bir gülümsemeyle.
Beş
buçuk yaşındaki Atacan bana yanıt veriyor: “Maydanoz her şeyin içine konur,
değil mi Adil?” O da hınzırca gülüyor karşımda.
Ergenlik
öncesindeki çocukların soyut kavramları kavraması zordur. Çünkü çocuklar, somut
düşünür her şeyi. “Her şeye maydanoz olmak” bir deyim. Deyimler, genellikle değişmece
anlamlı. Değişmecelerde soyutlaşma söz konusu. Benim sözüme bu kadar çabuk
karşılık vermesi hoşuma gidiyor. Ben de gülüyorum ve onu kucaklıyorum. Onarım
işi bitiyor. “Her şeye maydanoz olmak” deyimi ile ilgili konuşuyoruz birazcık.
Birazcık diyorum, çünkü annesinin yemek yedirme faslı başlıyor. Ben de bilgisayarın başına geçiyorum, günün
özetini yapmak için…
Adil
Hacıömeroğlu
4
Aralık 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder