EVET Mİ, HAYIR MI 11?

                                               
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mart 2017 günü Sarıyer İlçesinde bulunan Hacıosman metro durağındaki hayır çadırını ziyaret etti. Bu çadırın üzerinde parti adı yazmasa da CHP’ye ait olduğu bilinmekte. Erdoğan’ın hayır çadırına gitmesi altın bir fırsattı. Ne yazık ki bu fırsat değerlendirilemedi.
Erdoğan, soruyor hayır çadırında bulunanlara: “Niye hayır diyorsunuz?”
Yanıt: “Çağdaş bir yaşam için hayır!”
Tam da RTE’nin istediği bir yanıt.
Erdoğan : “Çağdaş bir yaşam yok mu şu anda?”
Yanıt: “Bence yok!”
Bu tartışma, “Çağdaş yaşam bence yok!” “Bence var!” biçiminde günlerce sürebilir ve bir sonuca ulaşmaz. Tam da Erdoğan ve AKP’lilerin istediği bir tartışma… Kutuplaştırıcı, ikna edici olmayan, AKP tabanına “hayır”ı anlatamayan bir tartışma biçimi.
Hayır çadırındakiler, karşı çıkışlarını sürdürüyor: “Demokrasi, Cumhuriyet, Atatürk ilkeleri, kadın hakları…” üzerinden. Bunlar soyut kavramlar… Bu söylemle AKP tabanında “evet” oyu verecek yurttaşlar, “hayır”a  ikna edilemez.
Erdoğan: “On dört senedir bu ülkeyi yönetiyoruz. Biz geldiğimiz zaman bu parlamentoda kaç bayan vardı?
Yanıt yok! Bu on dört yıl boyunca AKP’deki kadın milletvekili sayısı, ne yazık ki CHP’de olanlardan daha çok.
Hayır çadırındaki bir yurttaş, “AKP döneminde Türkiye’de birlik beraberliğin çöktüğünü” söylüyor. Buna karşılık olarak Erdoğan: “Bana şu olay bizi böldü, parçaladı diyemiyorsun.”
Yanıt: “Somut olarak şudur; Yavuz Sultan Selim köprüsü isminin verilmesi Alevi yurttaşlarımızı aşırı derecede üzmüştür…” Bu yanıt tam da RTE’nin istediği şey. Yavuz’un tarihsel kişiliği üzerinden yükleniyor. AKP tabanındaki kararsız seçmene Sünnilik üzerinden iletilerini gönderiyor. Bu arada hiç yeri değilken Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu da sözlerine ekliyor. AKP’li kararsız seçmene; “Bakın, ‘hayır’ oyu verirseniz oyunuz Kılıçdaroğlu’na gider.” iletisini ulaştırıyor. Zaten RTE’nin, AKP’nin en iyi yaptığı şey mezhepçilik… Hem Türkiye’de hem de Ortadoğu’da… Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde doksanını oluşturan Sünni kesimin büyük bir bölümü için Yavuz Sultan Selim, olumsuz bir figür değil. Tersine bir kahraman fatih olarak benimsenir Yavuz. Tartışma zemini, böylece Erdoğan’ın istediği noktaya geliyor hızla.
Erdoğan’ın “Niye hayır diyorsunuz?” sorusuna, çadırdakiler: “Sayın Cumhurbaşkanım, size ABD_FETÖ’nün kurduğu başkanlık tuzağını bozmak, sizi ve Türkiye’yi bu tuzaktan kurtarmak için “Hayır!” diyoruz. Ayrıca sizin de bildiğiniz gibi hayır da hayır vardır. Hayır işlemek sevaptır” deselerdi tartışma nereye giderdi, Erdoğan bu kadar rahat olur muydu? Ayrıca bu tümce AKP tabanını, “hayır”a ikna etme konusunda etkili olmaz mıydı?
“Birlik beraberliğin bozulduğu” konusuna gelince… Türkiye’nin ABD tetikçisi FETÖ ve PKK ile savaştığı bir dönemde, ekonomik krizin ülkemizi sıkıştırdığı bir zamanda halkoylaması Türk Milleti’ni “evetçi ve hayırcı” olarak böldü. Bu halk oylamasının zamanı mıydı? Bizim böylesi bir dönemde birliğe, sizin de dediğiniz gibi 15 Temmuz ruhuna ihtiyacımız var değil mi Sayın Cumhurbaşkanım?” denseydi, RTE’nin verecek yanıtı olabilir miydi?  Böylesi bir yaklaşım, halkoylamasını Sarıyer’de bitirirdi.
Kılıçdaroğlu, RTE’nin çadır ziyareti konusunda “Oradaki insanlar da Sayın Cumhurbaşkanına umarım saygısızlık yapmamışlardır.” diyerek çadırdaki partililerine güvensizliği ifade etmiştir. Çünkü düşünsel alandan çok, kişisel alanda sürdürülen bir iktidar-muhalefet mücadelesinde saygısızlıkların çokça olması büyük bir olasılık.
Sarıyer’deki CHP çadırı, ayağına gelen kısmeti tepmiştir. CHP, muhalefet stratejisini gözden geçirmeli ve üyelerini Türkiye’nin gerçek gündemiyle ilgili siyasal bir eğitimden geçirmeli.
                                                                       Adil Hacıömeroğlu
                                                                       30 Mart 2017





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder