Hürriyet
Gazetesi köşe yazıcısı Abdülkadir Selvi, 12 Ekim 2017 günkü yazısında “ABD’de
bir irade Türkiye’yi Batı ittifakından koparıp Avrasyacı olmaya itiyor.”
demekte.
Selvi,
ne dünyanın ne de Türkiye’nin gereksinimlerinin, zorunluluklarının farkında.
Dünyadaki siyasal dengelerin ABD’nin aleyhine, ezilen ulusların lehine
değişimini göremiyor. Kafasında yıllarca egemen emperyalistlerin oluşturup
yerleştirdiği düşünce kalıplarından kurtulamıyor bir türlü. ABD ile göbek
bağının kesilmesinden ödü kopmakta.
Öncelikle
şunu söyleyelim: Türkiye’yi, Avrasya’ya iten ABD’deki bir irade değil.
Türkiye’yi, Avrasya’ya yaklaştıran tarihsel bir zorunluluk. Yaşadığımız dünya
koşullarının gerekliliği Avrasya’ya yaklaşmak.
ABD’nin
Türkiye’ye karşı yıllardır sürdürdüğü düşmanca tutumu büyüdü, büyüdü ve son
damla bardağı taşırdı. Türk halkında ABD karşıtlığı yüzde seksenlerin üstünde
uzun süredir. Halkımızın büyük çoğunluğu ABD’yi dost değil, düşman görmekte.
Türk Ulusu zaten Atlantik’ten kopmuş. Halkın gönlünde “ABD dostluğu” diye bir
şey yok! Halkımızın gönlü Avrasya’da. Yaşadığımız olaylar, içinde bulunduğumuz
koşullar bunu gerekli kılıyor.
Abdülkadir
Selvi, halkın iradesine, eğilimlerine inanıp güvenmiyor. RTE ve AKP halkın ABD
karşıtlığını, Avrasya eğilimini geç de olsa gördü. Bu nedenle politika
değişikliğine gitti.
Türkiye-ABD
arasında yaşananlar, sıradan bir diplomatik kriz değil. Yıllardır iki ülke ilan
edilmemiş bir savaşın içindeler… ABD, Türkiye’de ulus devleti çökertmek için yıllardır
türlü araçlarla saldırmakta. Ey Selvi, bu saldırlar karşısında Türkiye ne
yapmalıydı? Dayağı yedikçe ABD’yi sarılıp koklamalı mıydı? Ya da küresel
ceberuta yalvarıp dediklerini mi yapmalıydı? Türkiye, kendi varlığını sürdürmek
için ABD’ye karşı çıkıp Avrasya’ya yaklaşmakta.
Türkiye’nin
önünde iki seçenek var: Birincisi, tüm komşularıyla kavgalı ve bölünmüş olarak
yaşamak… İkincisi ise. Komşularıyla barışık, Avrasya’da kalkınmaya yelken açmış
bir Türkiye… Siz hangisini yeğliyorsunuz Abdülkadir Selvi?
Selvi’nin
yazısında bir diğer yanılgı da şu: “Türkiye-ABD ilişkilerinin düzelmesini
istemeyen bir el devreye girip süreci sabote ediyor. Türkiye, ABD ve AB’den
izole ediliyor. Vize kararıyla birlikte İran, Libya, Somali, Suriye, Yemen,
Çad, Kuzey Kore ve Venezuela ile aynı lige itiliyor.” diye sürdürmekte yazısını
Selvi.
Selvi’nin
yukarıda saydığı ülkelerin hepsi mazlumlar dünyasından. Emperyalizmin kuşatmak,
parçalamak istediği ülkeler… Libya, Suriye, Somali, Yemen’i kana buladı
emperyalizm. Şimdi kalkıyor Abdülkadir Selvi, emperyalizmin kana buladığı
Libya, Suriye, Somali, Yemen’i; emperyalizme karşı direnen İran, Kuzey Kore,
Venezuela’yı ve emperyalizmin din savaşı çıkarmak için bin takla attığı yoksul
Afrika ülkesi Çad’ı uygarlık dışı göstermeye çalışıyor. Kan döken emperyalizm
uygar, kanı dökülen ve kanını döktürmek istemeyen ülkeler ilkel öyle mi? Bunun
adı güce, emperyalizme tapınmadır. Özgür iradeyi, güçlüye teslim edip
tutsaklaşmaktır. Bu insanlık onuruna yakışır mı?
Ne
yazık ki tüm siyasal çevrelerde Abdülkadir Selvi’nin yanılgısını yaşayan birçok
yurttaşımız var. Bu kişilerin en kısa sürede Türkiye’nin içinde yaşadığı
gerçekleri görüp kavramalarını dileriz. Çünkü başka Türkiye yok! Ülkemizi saldırılara,
bölünme girişimlerine karşı korumak hepimizin görevi. Böyle bir görevden
kaçılır mı?
Adil
Hacıömeroğlu
13
Ekim 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder